20 Temmuz 2020 Pazartesi

Tahrib-i İnsanat


    19 yaşımda binbir emek harcayıp kurduğum -ki asla tevazu göstermeyeceğim- İnsanatlar topluluğunu dağıtma kararı alıp -hatta sadece ayrılma kararı aldıktan sonra dağılacaklarını belirtmişlerdi- üzerine yazdığım ve de kendimi açıkladığım yazı.

    Şöyle dönüp de bir bakıyorum üzerinden 5 yıl geçmiş çeşitli işler ve sorumluluklar edinmiş, pişmiş bir haldeyken enteresan buluyorum.
Bu öyle paylaştığınız türden yazılara benzemeyecek. İş bu yazı, bu yazının anahtarını bilenler için geçerli olacak ve bu sizin bildiğiniz yazılardan da olmayacak. Sizlerle çok uzun zamandan beri arkadaşlık yapmış olan benim bu çabamın sonuna ulaşmış olduğumun da bir ilanı olarak okumakta olacaksınız bu yazıyı. İşlerin bu noktaya gelmesinde eğer ki birtakım sorumlular aranacak ise bu sorumlular tabi ki de siz olmayacaksınız. Siz her şeyin farkında olan, her şeyin teorik bilincine varan, her hareketi mantıksal düzlemlerde eleştirebilen ve farkına varan insanlar olarak asla ve de kat'a bu role bürünmeyeceksiniz. Sizler yaptığı hataların farkına varan, kendisinden önce başkasını eleştirmeyen, kendini tanıyan ve de bilen, kendi iç hudutlarının en içlerinde kaybolan, içinde beliren her toz zerresinin üzerinde duran, asla kibirli hareket etmeyen, böbürlenip de boş konuşmayan, insanlara yukardan bakmayan, arkadaşlığın yeryüzündeki tanımını oluşturan, dostluğun her noktasını ayrı ayrı makalelerle uluslararası arenalara taşıyabilecek düzeyde olan, üşenmeyen, erinmeyen, vazgeçmeyen, pes etmeyen, boş durmayan, üreten, düşünen, hareket eden, öğrenen, yeniliklere açık olan, hayatlarını anlamlandırdığı gibi başkalarının da hayatlarını anlamlandıran, öğreten, düşündüren, fedakarlık yapan, çabalayan, gerekirse iyilik için kötülük yapan, vefalı, hayırlı, sorgucu, sualci, dolu dolu bireyler olarak tabi ki de bu rolle alakanız olmayacak. Sizler her şeyin en güzelini hak edenler, sizler kurduğu"muz" kavramın birincileri, sizler kurduğu"muz" sistemin koruyucu ve gözeticileri, sizler fedakar, sizler cefakar olan sizler tabi ki de bu saçma sapan durumlarla bir alakanız olmayacak. Ben burada yükümlülüğü kabul ederek ta en başından yaptığım hatanın farkına vararak bu rolü üstlenir ve de sizi bu teorik versus pratik çatışmanızdan kurtarır sizin asla ve de yine ama yine kat'a kötü bir role düşmenize izin vermem. Sizin de alışkın olup asla suistimal etmediğiniz gibi, hep kıymet bilip hep beni gözettiğiniz gibi ben de sizi son bir kez gözeteceğim çünkü sizler benim elimden gelenin en iyisini hak edenlerdiniz ya öyle demiştik hani. Ve asla yazık değil çocuklar. Asla ve de yine ama yine ama yine kat'a kesinlikle emeklerime, çabalarıma hiçbir şeyime yazık değil. Bana yazık değil, eve yazık değil, kavrama yazık değil, anlama yazık değil. Hiç olur mu zaten? Aramızda hiç lafı olur mu? Ne demek canım. Birileri birilerinin anasını belleyecekmiş... Hiç yazık olur mu lan delirmeyin ! Lafı olur mu hiç? Benden bu kadar. Sizden ne kadar olduğu da umrumda bile değil. Çünkü dışardaki milyonlarca iyiliği "hak etmeyen" insanlardan biri olduğumu da düşünürsem...Bu ayrılık işten olmazdı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder