Kökeni üzerine 2 farklı ihtimali barındıran bu ağabeymiz (bkz:aşk) ya Arapça’da sarmaşık manasına gelen “aşeka” kelimesinden yahut Farsça bir kelime olan ve istemek manasına tekabül eden “işka/işk” kelimesinden türemiş olup asırlardır en temel besin kaynağı olarak best seller raflarının en üstünde yerini muhafaza ve müdafaa etmektedir.
Bu gelmiş geçmiş en evrensel olan kavram aynı zamanda da gelmiş geçmiş en bireysel kavram olmabaşarısını göstermekte olup yöre yöre farklı özellikler göstermektedir.
3 tarafı denizlerle çevrili olan coğrafyamızın yüksek kısımlarda iç ısıtan bir sonbahar ayazı, kıyı kesimlerinde ilik titreten bir meltem rüzgarı, ormanlık alanlarında ise hidrojen ve oksijeni ayırabilen en değerli madenimizdir.
Birçok dinin çıkış noktası olan AŞK yıllarca nice ilime irfan, nice yaraya derman, nice insana da ferman olmuştur. Çok sayıda babayiğit öğütmüş, yüce dağları tahrip etmiş, balya balya meczup yetiştirmiştir.
Kimi zaman bir duada,
Kimi zaman bir notada,
Kimi zaman bir fırça darbesinde,
Kimi zaman bir tiyatro sahnesinde,
Kimi zaman bir reaksiyonda,
Kimi zaman bir darağacında,
Kimi zaman bir manifestoda,
Kimi zaman yerde,
Kimi zaman gökte görülmüştür.
Canlılarsa ancak ve ancak onun peşinde görülebilmişlerdir.
Victor Hugo’da da görüldüğü olmuştur Mevlana’da da,
Newton’da da görüldüğü olmuştur Yunus’da da,
Shakespeare’de de görüldüğü olmuştur sevgili ağabeyim bunu okuyan sende de..
Victor Hugo’da aşk bir deniz kadın da onun kıyısı olarak ortaya çıkmış,
Mevlana’da da durum ondan farklı olmamış aşk onda da engin, ucu bucağı olmayan bir deniz olarak
ortaya çıkmıştır.
Newton’a göre ise aşk sadece bir köprü kurmak imiş ve hatta insanlar sürekli duvar ördükleri için yalnız
kalırlarmış.
Yunus’a göre aşk çok derin,
Shakespeare’e göre ise aşk gözle görülemeyecek kadar yoğundur ve ancak ruhla görülebilir.
Bunca adamı yazdı sonra da konuşacak, kendini ne sanıyor ki bu?
Aşk Zeki Müren’in İnleyen Nameler’idir
Aşk Neşet Ertaş’ın buram buram Anadolu kokan bozlaklarıdır
Aşk Genco Erkal’ın sesinden Nazım Hikmet’i puslu gözlerle yaşamaktır
Aşk her sabah içilen demli bir çay kadar kırmızı ve her gece içilen okkalı bir kahve kadar ağırdır
Aşk annedir
Aşk babadır
Aşk kardeştir
Aşk arkadaştır
Aşk enstrümandır
Aşk ölenin arkasıdır ve ölecek olanın yaşadığı süre kadar kıymetlidir
Aşk küçücük serçe parmağının senin imanını gevretmesidir
Aşk ! Yine aşk sarhoş olamayacak kadar düşünceli olmaktır
Aşk ramazan pidesidir arkadaşım
Aşk mahalleden geçen böcek ilacı arabasıdır
Aşk bir film sahnesini aklından atamamandır
Aşk bir şarkının sözlerini “ana! yeni anladım!”dır
Aşk menemendir öğrenci evinde
Aşk mahalle kıraathanesi kadar pasaklı ama en güzel çayın orada yapıldığı yerdir
Aşk yeni aldığın ayakkabındır
Aşk saman kağıttır, saman !
Aşk annenin kızlık soyadıdır
Yazı yazdığın defterindir aşk
Aşk ilk öptüğün ve son öpeceğin kızdır
Aşk her bir zerresini sevmektir bir varlığın
Aşk buram buram kekik kokusudur
Aşk buram buram anason kokusudur
Aşk buram buram tezek kokusudur
Aşk karnı aç 3 yaşındaki çoçuktur
Aşk Soma’dır..
Aşk vatan toprağıdır
Aşk yitip gidenlerdir yine o aşk yitip gidenlerin ışıklarıdır
Aşk düşüncedir
Aşk düşünebilmektir
Aşk düşündürebilmektir
Aşk insandır
Aşk insanımızdır
Aşk bitmeyendir ve bitmeyecek olandır
Ve aşk arkadaşım bana göre yaşamaktır…
16.07.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder